Hastalık etkenlerini öldürmede veya gidermede kimyasal maddelerden
yararlanma tekniği çok eskilere kadar uzanmaktadır. Bu güne dek birçok ve etkili
dezenfektanlar bulunmuş ve başarı ile kullanılmıştır.
Mikroplar üzerinde dezenfektanların etkisi logaritmik bir tarzda
meydana gelir. Bir bakteri populasyonu letal maddelerin etkisine maruz bırakılırsa,
belli bir birim zaman için, populasyonda belli sayıda azalmalar görülür ve ölüm
kinetiği eksponensiyal bir karakter taşır. Eğer, canlı kalanların logaritmasının
zamana karşı değerlendirilmesi yapılırsa, düz bir çizgi elde edilir. Canlı
kalanların gerçek sayısını bulabilmek için, başlangıçtaki mikrop sayısını (N1),
aradan geçen süreyi (t) ve bu süre sonundaki canlı kalan mikrop sayısını (N2) bilmek gereklidir. Buna göre, ölüm oranı kinetiği (K)
aşağıdaki formülle hesap edilir:
K = (l / t) x log N1/N2
Eğer bir suspansiyon içinde aynı türden çok sayıda mikroorganizma
varsa, bunları öldürmek için geçen süre de o oranda fazla olur. Çünkü, ölümler,
belli zaman dilimleri içinde, logaritmik bir tarzda meydana gelmektedir. Örn,
suspansiyon içinde 1 ml'de 2 x 104 mikroorganizma varsa ve birer dakika
aralıkla uygulanan dezenfeksiyon esasına göre, mikropları
öldürmek için geçen süre 6 dakika kadardır.
2X104—› | 2X103—› | 2X102—› | 2X101—› | 2—› | 0,2—› | 0,02 |
0. dakika | 1. dakika | 2. dakika | 3. dakika | 4. dakika | 5. dakika | 6. dakika |
Bu duruma göre 6 dakika sonra 1 ml. içinde
canlı mikrop kalmayacak ancak 100 ml. içinde 2 mikroorganizma canlı bulunabilecektir.
Eğer, bakteri sayısı 2 x 102 ise,
2X102—› | 2X101—› | 2—› | 0,2—› | 0,02 |
0. dakika | 1. dakika | 2. dakika | 3. dakika | 4. dakika |
Aynı sonuca 4 dakika sonra ulaşılabilir. Bu nedenle bakteri sayısı
ile, bunları öldürmek için geçen süre arasında logaritmik bir ilişki vardır.
Dezenfektanın konsantrasyonu artırılırsa, canlı kalanların oluşturduğu grafik
eğrisi düz bir çizgi halinde olmasına karşın, düşük konsantrasyonlarda bu eğri
sigmoid karakterdedir (ölme hızı, başta yavaş,
sonra hızlı ve tekrar yavaştır). Bu son durum sterilizasyon veya dezenfeksiyon için
önemlidir. Süre sonunda bazı mikroplar veya sporlar canlı kalabilirler.
Bir dezekfektanın etkili olabilmesi, bazı koşullara bağlıdır.
Bunlar dezenfeksiyon üzerine büyük ölçüde etkilidirler. Bu faktörler kısaca
şöyledir.
Dezenfektana Ait Nedenler
1- Yoğunluk: Kimyasal maddeler yoğun eriyikler halinde iken
mikrobisid, sulu veya düşük konsantrasyonlarda da mikrobistatik etkiye sahiptirler.
Ancak, yoğun eriyikler, ekonomik olmadığı gibi, hem vücuda ve hem de eşya üzerine
zararlı etkide bulunurlar. Yoğunluğun artması ile mikrobisidal etki arasındaki bu
bağlantı devamlı değildir. Belli bir konsantrasyondan sonra, artık tesirin
değişmediği görülür. Örn. dezekfektanın
başlangıçtaki yoğunluğu %1 iken, bu %2'ye çıkarılırsa etkisinin de, bir misli
artacağı anlamına gelmez veya etki bir misli artmayabilir (belki, bir miktar
artabilir). İkinci kez yoğunluk bir kat daha (%4) artırılırsa, öldürme oranında
eskiye oranla büyük bir artış görülmez. Bu durum, konsantrasyonun artmasıyla,
öldürme oranının sabit kaldığı bir düzeye kadar devam eder. Bundan sonra yoğunluk
artsa da, öldürme oranı değişmez. Bu nedenle de, dezenfektanların en iyi etki
sağladığı bir optimal yoğunlukları vardır. Bu
optimal yoğunluk fenol için %2-5'dir.
Bir dezenfektanın konsantrasyonu, süre ve ısı ile de çok yakından
ilişkilidir. Bu ilişki aşağıdaki formülle gösterilebilir.
K = Cnt
C = İlaç konsantrasyonu
t = Mikropları öldürmek için geçen süre
K ve n = Sabite'lerdir.
2- Kimyasal yapısı: Dezenfektanlar kimyasal yapılarına göre
organik ve inorganik olmak üzere 2 kısma ayrılırlar. Organiklerin etkisi
yapılarındaki karbon ve hidrojen sayıları ile orantılı olarak artar. İnorganiklerin
tesiri ise bunların suda iyonize olma kabiliyeti ile ilişkilidir. Fazla iyonize olabilen
asitler (HC, H2SO4, vs.) veya
alkaliler (NaOH, KOH, vs.), etki bakımından, daha az iyonize olanlardan, daha fazla
tesire sahiptirler.
Mikroplara Ait Nedenler
1- Mikropların karakteri: Dezenfektanların etkili olabilmesinde
mikropların karakterlerinin önemi fazladır. Vejetatif formlar, genellikle, kapsüllü
olanlardan ve sporlardan çok daha duyarlıdırlar. Etrafında balmumu tabakası olan
mikobakteriler dezenfektanlara, diğer etkenlerden, daha fazla direnç gösterirler.
Mantarlar ve mantar sporları da dezenfektanlara karşı genellikle az duyarlıdırlar.
2- Mikropların yaşı: Üreme döneminde olan mikroplar, durma ve
ölme periodundan, daha hassastırlar ve kısa bir süre içinde dezenfektanlar
tarafından tahrip edilebilirler.
Tek bir mikroorganizmadan oluşmuş kültürdeki bütün mikropların
dirençleri birbirinin aynı olmayıp aralarında farklar vardır. Bazılarının az,
diğerlerinin ise çok dirençli olmasına karşın populasyonun büyük çoğunluğu
ortalama bir duyarlığa sahiptir ve bu değerler, birbirine yakındır. Ekstrem limitlere
sahip (çok az ve çok fazla duyarlı) bakterilerin sayısı ise genellikle azdır. Bu
durum normal bir dağılım karakteri gösterir. Böyle bir populasyonda, çok duyarlı olanlardan, az duyarlı olanlara doğru ölme
süresinde bir uzama görülür. En duyarlılar ilk önce ve daha az duyarlılar da,
direnç sırasına göre, daha sonra ölürler.
3- Mikropların sayısı: Dezenfekte edilecek ortamda ne kadar fazla ve
aynı zamanda çeşitli tür ve karakterde mikrop bulunursa, bunları öldürmek için
geçen süre de o oranda fazladır. Çok kontamine yerler, malzeme, eşya, v.s. için
süre normalinden daha fazla olmalıdır.
4- Mutantlar: Dezenfektanlar uygun seçilmez, yoğunluğu iyi
ayarlanmaz ve yeterli süre boyunca kullanılmazlarsa hem etkisi istenilen derecede olmaz
ve hem de o dezenfektana karşı dirençli yeni generasyonlar meydana gelebilir. Bu
oluşan nesiller, artık o dezenfektandan etkilenmezler. Böyle durumları göz önüne
alarak dezenfektanların seçimini iyi yapmalı,
prospektüse uygun olarak kullanmalı ve icap ederse başka bir etkili dezenfektandan da
yararlanmalıdır.
Diğer Nedenler
1- Süre: Bir dezenfektanın kimyasal yönden etkili olabilmesi için,
yeterli bir süre mikroplarla temas etmesi gereklidir. Bu zaman dilimi, dezenfektanın
kimyasal karakterine ve kullanılan yere göre değişebileceği gibi, mikroorganizmanın
özelliğine (kapsül, spor, mikrop türü, Gram pozitif, Gram negatif mikroplar, v.s.) ve
kökenine de (bakteri, virus, mantar) bağlıdır.
Etki süresi kısa olursa, mikrobisid etkiden ziyade, mikrobistatik tesir elde edilir ve
mutantlar oluşabilir.
2- Sıcaklık: Eritken olarak veya sulandırmak için kullanılan
sıvının ılık veya sıcak olması, dezenfektanların etkileri üzerine olumlu yönde
tesir eder. Isı, yüzey gerilimini azaltır, viskoziteyi düşürür, buna karşın
iyonizasyonu arttırır. Sıcaklık düştükçe iyonizasyon ve etki azalır, buna
karşılık öldürme süresi uzar. Isı, ayrıca, kimyasal ve fiziksel reaksiyonların
hızını da arttırır. Bu nedenle sıcaklık ile
süre birbirine ters orantılıdır (ısı arttıkça öldürme süresi kısalır). Örn.
fenolün 10 °C' de ve %1.45 konsantrasyonu ile 20 °C' de %1.15 yoğunluğunun etkisi, 30
dakika içinde aynıdır.
Aynı şekilde, 20 °C' deki fenol solusyonu, S. aureus üzerine 10 °C' deki solusyondan 5 defa daha fazla etkilidir. Bu
faktör 5, dezenfeksiyonun ısı katsayısıdır (Q10). Bu katsayı, ısıda meydana gelecek 10 °C 'lik artma için
mikroorganizmaların ölme derecesini ifade eder. Dezenfeksiyonun Q10'u
organizmalara, dezenfektan ve diğer faktörlere göre
değişebilir. Bir dezenfektanın ısı katsayısı 20 °C 'dekinin 25 katı (5 x 5 = 25)
ve 50 °C' de 125 katı (25 x 5 = 125) olacak demektir. Bunun pratik değeri çok
fazladır. Dezenfeksiyonda, bu nedenlerle, ısı mümkün olduğu kadar yüksek tutulmalıdır.
3- Ortamın pH'sı: Ortamın asitlik veya alkalilik derecesi, optimal
pH limitlerinden ne kadar fazla ayrılırsa, mikropların dirençleri üzerine olumsuz
yönde etkiler ve ölme sürelerini kısaltır. Hidrojen iyon konsantrasyonu aynı zamanda
dezenfektanların iyonizasyonuna da etki eder. Her dezenfektanın, en fazla iyonize
olabildiği minimal ve maksimal pH limitleri vardır. Örn. tetanoz sporları 105 °C' de
ve pH. 1.2'de 4 dakikada, pH 7.2'de ise 25 dakikada, ve pH 10.2'de ve 11 dakikada
ölürler.
4- Dış maddeler: Dezenfeksiyonun başarılı olabilmesi için,
mikropların, kimyasal maddelerle direk temasa gelmesi çok önemlidir. Etrafı organik
(kan, serum, vücut sıvıları, idrar, gaita, dokular, mukoid salgı, diğer ekskret ve
sekretler, v.s) ve diğer maddelerle (toz, toprak, yaprak, v.s.) sarılı olan
mikropların ölmesi mümkün değildir. Böyle örtücü role sahip dış maddeler, aynı
zamanda, dezenfektanları inaktive edebileceği gibi, etkisiz olan veya başka tesire
sahip bileşikler haline de getirebilirler. Bu
nedenle, bir yeri veya bir eşyayı dezenfekte etmeden önce kaba temizliği yapılır ve
bundan sonra uygun olduğu saptanan dezenfektanla uygulamaya geçilir.
5- Ozmotik basınç: Ozmotik basıncın mikroplar üzerine etkisi
fazladır. Dezenfektanlar, içinde eridikleri veya sulandırıldıkları sıvının
ozmotik basıncını arttırırlar. Bu durum, hücre duvarlarının yarı geçirgenlik
özelliğini bozar ve bakterilerin ölümüne neden olur.
6- Yüzey gerilimi: Dezenfektanların diğer bir özelliği de,
ortamın yüzey gerilimini düşürerek hücre duvarının semipermeabilitesini
bozmasıdır. Yüzey geriliminin düşmesi ile dezenfektan, bakteri yüzeyi ile direk ve
sıkı temasa gelir ve dezenfektanın ıslatma ve yayılma kabiliyeti de artar. Bu durum
ortamdaki kimyasal maddelerin bakteri yüzeyinde
toplanmasına ve beslenmenin bozulmasına neden olur. Bazı hallerde kombine
dezenfektanın kullanılması, ozmotik basıncı yükseltmek ve yüzey gerilimini
düşürmek için gerekli olabilir.
7- Oligodinamik etki: Bazı kimyasal maddelerin yoğun
konsantrasyonları toksik olmasına karşın, düşük yoğunluktaki eriyikleri ise,
aksine üremeyi teşvik edici bir etkiye sahip olunabilir. Bakır (Cu), altın (Au) ve
gümüş (Ag) böyle tesire sahiptirler. Bu maddeler, mikrop ekilen bir katı besi
üzerine konursa, metal iyonlarının yayılması
nedeniyle etraflarında dar veya geniş bir inhibisyon alanı meydana gelir. Bunun
genişliği, madde içindeki esas metalin yoğunluğuna bağlıdır. Ancak, yayılan
metalin oranı az ise, inhibisyon alanı yerine, normalden çok daha fazla bir üreme halkası görülebilir.
8- Kimyasal antagonism: Bazı kimyasal maddelerin etkisi diğer,
substanslar tarafından inaktive edilebilir ,değiştirilebilir veya etkisi olmayan başka
şekle dönüştürülebilir. Örn. dilue HgCl2 ün etkisi, ortamda
glutation veya sistein bulunursa veya katılırsa, giderilir.
Bu maddeler HgCl2 ile birleşerek, bakteri
enzimlerindeki (---SH) gruplarının serbest ve aktif kalmasını sağlarlar. Çünkü,
HgCl2 , sülfidril gruplarına karşı
özel bir affinitesi vardır.
Dilue fenolün S. typhi üzerine
olan etkisi ortama karbon (charcoal) veya demir klorür
katılmakla giderilebilir. Bu nedenle, kimyasal maddelerin eritildikleri veya
sulandırıldıkları sıvıda, antagonist maddelerin bulunuşu, dezenfektanların
farmakodinamisini ve etkisini bozarak tesirsiz hale getirebilirler. | ![](ResimGoster.aspx?DIL=1&BELGEANAH=3409&RESIMISIM=j110011000_7.jpg)
|
9- Mikropla direk temas: Dezenfektanların etkili olabilmesi ve
infeksiyon etkenlerinin yok edilebilmesi için, mikropla direk teması önemlidir. Bu
husus, mutlaka yerine getirilmesi gereken ilk ve önemli noktalardan biridir. Bu amaçla,
dezenfeksiyondan önce iyi bir temizlik yapılmalıdır.
10- Uygulama tekniği: Dezenfektanların kullanılmasında bazı
tekniklerden yararlanılır. Bunlardan birinin seçimi (tütsü, püskürtme, badana,
v.s.) tatbik edilecek yere ve dezenfektana göre değişir. Bu yöntemler
dezenfektanların prospektüslerinde bildirilmiştir.
Bu kısım belgenin alt başlıklarının olduğu linkleri göstermektedir.
Bu kısım belgenin aynı dizinde bulunan başlıklarının olduğu linkleri göstermektedir.